You are here: Home » Chapter 35 » Verse 32 » Translation
Sura 35
Aya 32
32
ثُمَّ أَورَثنَا الكِتابَ الَّذينَ اصطَفَينا مِن عِبادِنا ۖ فَمِنهُم ظالِمٌ لِنَفسِهِ وَمِنهُم مُقتَصِدٌ وَمِنهُم سابِقٌ بِالخَيراتِ بِإِذنِ اللَّهِ ۚ ذٰلِكَ هُوَ الفَضلُ الكَبيرُ

Sonra kullarımızdan süzüp seçtiklerimizi Hakikat ve Sünnetullah bilgisine vâris kıldık! Onlardan kimi nefsine zulmedicidir (hakikat bilgisinin hakkını vererek yaşayamaz)... Onlardan kimi muktesiddir (arada, kâh hakikatini hisseder kâh bedenselliğe düşer)... Onlardan kimi de Bi-iznillah (Esmâ açığa çıkışının elvermesiyle) hayırlar - yaşantıları ile öne geçendir... İşte bu büyük lütuf, üstünlüktür! Not: Bu âyeti açıklayan bir hadis-i şerif: Ebud Derda r.a. dedi ki, Hz.Rasûlullah'ı şu âyeti (yani bu 32. âyeti) okurken işittim de şöyle buyurdu: "Hayratlar ile öne geçene gelince, o hesap görmeden cennete girer... Muktesid (arada olan) ise kolay bir hesapla hesaba çekilir... Amma nefsine zulmedene gelince, kendisine hemm (hüzün - üzüntü) dokununcaya kadar bir makamda oturur, sonra cennete dâhil olur"... Sonra şu âyeti okudu: "Hamd, hazanı (üzülmeyi) bizden gideren (tüm kuvvelerin sahibi) Allâh'a aittir... Muhakkak ki Rabbimiz, Ğafûr'dur, Şekûr'dur. {34. âyet}" (Müsned-i A.Hanbel)