You are here: Home » Chapter 9 » Verse 40 » Translation
Sura 9
Aya 40
40
إِلّا تَنصُروهُ فَقَد نَصَرَهُ اللَّهُ إِذ أَخرَجَهُ الَّذينَ كَفَروا ثانِيَ اثنَينِ إِذ هُما فِي الغارِ إِذ يَقولُ لِصاحِبِهِ لا تَحزَن إِنَّ اللَّهَ مَعَنا ۖ فَأَنزَلَ اللَّهُ سَكينَتَهُ عَلَيهِ وَأَيَّدَهُ بِجُنودٍ لَم تَرَوها وَجَعَلَ كَلِمَةَ الَّذينَ كَفَرُوا السُّفلىٰ ۗ وَكَلِمَةُ اللَّهِ هِيَ العُليا ۗ وَاللَّهُ عَزيزٌ حَكيمٌ

Gerçekten Allâh O'na yardım etmiştir, siz O'na yardım etmeseniz de! Hani hakikat bilgisini inkâr edenler O'nu (yurdundan) çıkmak zorunda bıraktıklarında; O, ikinin ikincisi (iki kişiden biri) idi! Hani onlar (Hz.Rasûlullah ve Hz.Ebu Bekr) mağarada idiler... Hani arkadaşına: "Mahzun olma, muhakkak ki Allâh bizimle beraberdir (mâiyet sırrına işaret ediyordu)" diyordu... Allâh, sekinetini (güven duygusuyla oluşan sakinlik) O'nun üzerine inzâl etmiş ve O'nu görmediğiniz ordularla desteklemişti. Hakikat bilgisini inkâr edenlerin sözlerini süfla (en aşağı) kılmıştı... Allâh sözü, işte ulyadır (en üstün)! Allâh Aziyz'dir, Hakiym'dir.